Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs) Tanısı ve Tedavisi Nasıl Olur? Komplikasyonlar

İçerik gizle

1 Pilonidal Sinüs Teşhisi

2 Pilonidal Sinüs Tedavisi

2.1 İnsizyon ve Drenaj

2.2 Tekrarlayan Pilonidal Sinüs Enfeksiyonu Tedavisi

2.3 Pilonidal Sinüs Tedavisinde Geniş Eksizyon

2.4 Pilonidal Sinüs Tedavisinde Eksizyon ve Primer Kapama

2.5 Fibrin Doku Yapıştırıcısı

2.6 Pilonidal Sinüs Ameliyatı Sonrası Bakım

Pilonidal Sinüs Teşhisi

Pilonidal sinüsler, şikayetçi olunan bölgenin basit bir incelenmesi ile fizik muayene sırasında teşhis edilebilir. Bölgede küçük bir şişmiş lezyon, apse veya yumru olup olmadığına bakılır. Enfekte olmuş sinüsler veya apseler; şişme, kızarıklık ve hassasiyet gibi enfeksiyon bulguları gösterecektir.

Apseden kokulu irin akması, enfeksiyonun kesin bir göstergesidir. Geçmişte pilonidal sinüs veya kist yaşanması, tekrarlayan vakalar için güçlü bir göstergedir.

Pilonidal Sinüs Tedavisi

Pilonidal sinüsler genellikle enfekte olmadıkça tedavi gerektirmezler. Pilonidal sinüs bölgesinin temiz ve kuru tutulması önemlidir. Ayrıca, sinüs yakınındaki tüm kılların temizlenmesi de enfeksiyonu önleyebilir. Bu adımlar, enfeksiyon riskini azaltabilir. Kıl dönmesi, enfeksiyon veya apse belirtiyorsa, antibiyotik ilaçları reçete edilebilir.

Eğer pilonidal sinüs enfeksiyon kaparsa veya ilaç tedavisi sonuç vermezse, ameliyat önerilir.

Ayrıca Bakınız: Pilonidal Sinüs Belirtileri

İnsizyon ve Drenaj

İnsizyon ve drenaj; sinüsün açılması ve iltihabın (irin) boşaltılmasını içeren bir prosedürdür. Bu prosedür genellikle hastanede genel anestezi altında yapılır.

Nispeten minör bir cerrahi prosedürdür. Bu nedenle aynı gün veya operasyondan sonraki gün eve dönebilirsiniz.

Ameliyattan sonra yaranın iyileşmesine yardımcı olmak için pansuman uygulanır. Birçok sinüs, insizyon ve drenaj sonrası tedavi edilir.

Ayrıca Bakınız: Pilonidal Sinüs Nedenleri

Tekrarlayan Pilonidal Sinüs Enfeksiyonu Tedavisi

Apse oluşmadan sinüsden irin boşalması olduğunda, ameliyata kadar enfeksiyonu kontrol altında tutmak için antibiyotikler reçete edilebilir. Bununla birlikte, bu pilonidal sinüsün iyileşmesini sağlamaz.

Pilonidal sinüs enfekte olmaya devam ederse, sinüsün çıkarılması ve diğer enfeksiyonların önlenmesi için ameliyat önerilebilir. Bu, birkaç cerrahi teknikle yapılabilir. Çoğu vakada, geniş eksizyon veya eksizyon ve primer kapama gibi prosedürler kullanılır.

Pilonidal Sinüs Tedavisinde Geniş Eksizyon

Geniş lokal kesim (eksizyon) sırasında, sinüs içeren derinin bir kısmı kesilir. Yara açık bırakılır ve sargı ile doldurulur. Geniş eksizyonun avantajı, enfeksiyonun tekrar etme şansının düşük olmasıdır. Ancak, yaranın iyileşmesi uzun sürebilir ve pansumanlar iki ya da üç ay boyunca günlük olarak değiştirilmelidir.

Orta hat bölgesine primer kapama veya sinüsotomi gibi daha az invaziv prosedürler de tercih edilebilir.

Pilonidal Sinüs Tedavisinde Eksizyon ve Primer Kapama

Eksizyon ve primer kapama sırasında, yara kapatılmadan önce etkilenen deri kısmı kesilir ve yara dikişlerle sızdırmaz hale getirilir. Bu tekniğin avantajı yaranın çabuk iyileşmesidir. Bununla birlikte, enfeksiyonun tekrar etme olasılığı geniş eksizyona göre daha fazladır.

Yarayı sarmak ve kapatmak için farklı flap yöntemleri vardır.

Fibrin Doku Yapıştırıcısı

Bazı pilonidal sinüsler, bölgenin fibrin doku yapıştırıcı olarak adlandırılan özel emilebilir cerrahi doku yapıştırıcısı ile sızdırmaz hale getirilmeden önce, kıl dönmesi sinüsten temizlenerek tedavi edilebilir. Bu, tercihe bağlı olarak genel veya lokal anestezi altında yapılabilir.

Bu tedavinin avantajı, pansuman ihtiyacı duyulmaması ve ağrının az olmasıdır. Hasta, büyük olasılıkla bir hafta içerisinde normal aktivitelerine geri dönebilir. Enfeksiyon riski eksizyon ve primer kapama ile benzerdir. Bu, yeni bir tekniktir.

Pilonidal Sinüs Ameliyatı Sonrası Bakım

Ameliyattan sonra biraz rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bunun için operasyon sonrasında ağrı kesici reçete edilebilir. Genellikle ameliyat günü hastaneden taburcu olunur. İki hafta kadar yorucu ve ağır işlerden kaçınılması önerilir. Eğer dikiş varsa, iki ila dört hafta boyunca dikişlerin atma ihtimaline karşın bir takım faaliyetlerden kaçınmanız gerekebilir.